Yüksek duvarlar ardına tellere betona hapsedildi bazılarınız. Soğuk ve açlığın sınırlarında yürütüldünüz. Kapalı kapılar ardında acınızı çektiniz. Bir gün vicdansız inançsız Tanrı’dan yoksun eller sizlere kıydı. Minnacık zehirli ilaçlarla kıvrandınız. Oysa sandınız, doyurmak sevmek oynamak için uzanıyor o eller.. Kalbimizi söktü o hain düşünceli vicdansızlık. Siz inledikçe, dişlerinizin arasından hırıltılı salyalar aktıkça, bin kere öldük.. Bunları gördüğümüzde herşey olup bitmişti. Siz yoktunuz. Çırpınışınız bitirdi bizi, ağladık günlerce. Kabus gibi gecelerimiz oldu. Ama siz yoktunuz.. Bir gün olur da, bir cennet bahçesine gidersem, kabul olursam o diyara, Tanrı’dan dileğim; yaşarken acı ve kötülükle öldürülen tüm masum hayvanlar olsun etrafımda. Onlarla cennette acıyı sarayım.. “Tanrı size bunları yaşatanları derin ateşli kuyularda tutuyor, hepinizi çok seviyorum”, korkmayın artık, diyebileyim.
Arzu Başarıcı